OVAYA YERLEŞİM

Merhaba değerli okuyucularımız,
Erzurum her yıl inşaat sektörünün katkılarıyla sürekli büyüyen ve gelişen bir il haline geliyor. Binaların yapılması, insanların daha güzel evlerde ikamet etmesi sevindirici bir durumdur. İlk olarak Şehir Hastanesinin yapılmasıyla Palandöken eteklerine binalar yapıldı. Aynı zamanda Hilalkent civarında lüks binaların yükselmesi , hatta Tabyaların eteklerindeki mahallelerin kentsel dönüşümle modern hale gelecek olması güzel gelişmelerdir. 
Bütün bu güzel tablolara rağmen Dadaşkent civarındaki yerleşimler beni fazlasıyla kaygılandırdı. Çünkü burası ova niteliği taşıyan verimli tarım arazileridir. Tarım yapılması gereken yerleri beton yığınına çevirmek hem yerleşim açısından risklidir hem de gıda krizinin baş gösterdiği bu yıllarda çok tehlikeli adımlardır. Erzurum'un yüksek riskli deprem bölgesinde olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Ova köylerine doğru ilerleyen bu yerleşim toprak sahiplerini belki maddi anlamda sevindirecektir ancak önümüzdeki süreçte Erzurum için büyük risk arz etmektedir. Özellikle kamu binalarının ve eğitim yerleşkelerinin o bölgeye alınarak oradan batıya doğru hızlı bir yerleşimin olması beni iyice korkutmaktadır. Bu topraklarda çok kısa mesafelerden yer altı suyu çıkarılarak sebze meyve üretimi yapılabilir. Tarım bahçeleri oluşturulabilir. Fakat yapılaşma yapılmamalıdır. Erzurum'da birçok meyve yetişmeyebilir fakat sebze üretimiyle kendine yetmesi gereken bir şehirdir. Bu tür yanlış hamleler, bırakın ithalatın artmasını, başka illerden veya başka ülkelerden toprak kiralayarak tarım yapmak gibi olumsuz sonuçlar bile doğurmaktadır. Bu endişeler belki bugün anlamlı gelmeyebilir ama 10-15 yıl sonra artık geri dönülemez bir duruma yol açabilir.
Şehir planlamacıları, jeologlar ve diğer tüm paydaşlar bu konuyla ilgili bir rapor hazırlayarak kamuoyunun takdirine sunmalıdır. Biz şimdilik "Göz var izan var" diyerek endişelerimizi dile getiriyoruz. Eğer bizler yanılıyorsak,  endişelerimizi giderecek açıklamalar yapılmalıdır.
Sağlıcakla kalın.