Üçlü zirve sonrası Erdoğan, Putin ve Ruhani'den ortak açıklama

ERZURUMŞEHİR/Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin katıldığı "Suriye" konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sonrası ortak açıklama yapıldı.

Üçlü zirve sonrası Erdoğan, Putin ve Ruhani'den ortak açıklama
04 Nisan 2018 - 17:16

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var, ben bu teklifi daha önce uluslararası camiaya da yaptım, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan kurtaralım, oraların güvenli bölge haline getirilmesini bizler birlikte sağlayalım” dedi. Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılan Türkiye-Rusya-İran liderleri Suriye zirvesi sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin ve Ruhani’ye yeni bir teklifte bulundu.

Türkiye’nin Suriye’de yaptığı terörle mücadelenin inşa ve ihya harekatı olduğunun altını çizen Erdoğan, “Birilerinin Suriye dışında kendilerine göre yapmış olduğu parselosyanlar bizim için geçerli değildir. Biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Bu bölge bunların geçmişte çok bedelini ödedi. Bütün bunlarla beraber terörizmin bunu bir fırsata dönüştürüp Suriye’den ülkemize tacizde bulunmasına da fırsat vermeyi asla kabul etmemiz mümkün değil. Burada bizim durumumuzda olan ikinci bir ülke yok. Biz 911 kilometre ile sınır bir ülkeyiz. Bütün tacizler ülkemize yapılmıştır. Bunda durmak bilmediler. 100’ü aşkın roket atışları yapıldı, 100’ü aşkın vatandaşımız şehit oldu, biz hep sabrettik, artık ‘yetti’ dedik ve ondan sonra bu teröristlere karşı önce Cerablus, ondan sonra da Zeytin Dalı Harekatı ile bu harekatı gerçekleştirmek zorunda kaldık. Şuan itibariyle sadece Cerablus, El Bab, Rai, bu aradaki 2 bin kilometrekarelik alana 160 bin kişi geri döndü. Oradaki alt yapı çalışmalarını yine bizler yapıyoruz. Çadır kentlerde kalan o bölgenin halkı geri dönmeye başladı. Benzer durum Afrin’de olacaktır. Şunun bilinmesini istiyoruz, bu bir inşa ve ihya hareketidir. Bunu hareketi yaparken bölgede gerek Rusya gerek İran, Astana sürecinin garantörleri olarak Soçi’de başlayan bu süreci de emin adımlarla yürüteceğiz. Biz Astana’yı hiçbir zaman Cenevre’ye alternatif olarak ileri sürmedik, tamamlayıcısıdır dedik. Birileri illa buna ‘Cenevre’nin alternatifidir’ diyorsa ona diyecek sözümüz yok, bizim için asıl olan netice almaktır. Bu neticeyi nerede alacaksak bunun için adım atacağız. Netice alma mecburiyetimiz var, oyalanmaya tahammülümüz yok. Burada insanlar ölüyor, en son Doğu Guta’da meydana gelenleri gördük, o yavruların acımasızca öldürüldüklerini gördük. Bütün bunları gördükten sonra kimse kusura bakmasın, ben kucağıma 6 aylık çocuğu aldığım zaman bizim yüreklerimiz parçalanıyor, biz babayız, bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanıyız. Bunlara dayanabilmek için insan olmamak gerekir diye düşünüyorum” diye konuştu.

“Gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var”

Putin ve Ruhani’ye yeni bir teklif sunan Erdoğan, “Şuanda Telabyat tarafında, yani Doğu Guta’dan gelen yaralılara yönelik bir adım atılması hususunda burada bizler sür'atle gerek Silahlı Kuvvetlerimiz Rus Silahlı Kuvvetleri ile birlikte dayanışma içinde orada bir sahra hastanesi kurmak suretiyle bu yaralılara ilk müdahalenin yapılmasını temin edelim istiyoruz. Bütün bunların yanında büyük fırınlar kurup bölgenin ekmek ihtiyacını karşılamak istiyoruz. Bu fırınlar şuanda kurulmuş olabilir. Benim asıl üzerinde durmam gereken, gerek değerli dostum Sayın Putin’e, gerekse değerli dostum Ruhani’ye şöyle bir teklifim var, ben bu teklifi daha önce uluslararası camiaya da yaptım, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan kurtaralım, oraların güvenli bölge haline getirilmesini bizler birlikte sağlayalım ve bu insanlar bu koşullardan kurtulsun ve kendilerine hazırladığımız o yerlerde, 500’er metrekarelik bir arsa içinde kendilerine yerel mimari ile yapacağımız konutlar, konutun dışındaki yerde eksin, biçsin, oradan kendisine imkanlar sağlasın. Böyle bir adım atmak suretiyle onları normal yaşamına kavuşturalım diyorum. Bu konuda bazı ülkelerin bazı taahhütleri var. Böyle bir adımı birlikte atabilirsek öyle zannediyorum ki bu Suriye halkına ciddi bir sinerji meydana getirmek suretiyle faydalı olacaktır” şeklinde konuştu.

“Bu sorun bitene kadar mücadeleye devam edeceğiz”

Terörle mücadelenin terörü sonlandırana kadar süreceğini kaydeden Erdoğan, “Teröristle mücadele, terörle mücadele zamanlaması yapılan bir süreç değildir. Terör her zaman var olduğu yerde ezilmelidir, yok olduğu anda siz de huzura erersiniz. Huzurlu bir toplum içinde yolunuza devam edersiniz. Terörün ve teröristin olduğu bölgede bunlara karşı mücadeleyi sürdürmektir. Türkiye’nin hem içeride hem sınır ötesinde terörle mücadele sorunu vardır. Bu sorun bitene kadar mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.  

İran Cumhurbaşkanı Ruhani: "Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir"

Türkiye-Rusya-İran 3'lü Zirvesi sonrası açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, "Bizim yapmamız gereken iş Suriye'nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir. Bizler Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak bu doğrultudaki çabalarımıza devam edeceğiz. Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin katıldığı "Türkiye-Rusya-İran 3'lü Zirvesi" sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ev sahipliğinde saat 13.20'de başlayan zirve, çalışma yemeği ile beraber yaklaşık 2 saat sürdü. Zirveye Türkiye heyetinden Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı. Üç lider, zirve sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda açıklama yapan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, öncelikle Türkiye'de sıcak bir misafirperverlikle ağırlanmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bölgenin son yıllarda büyük bir terör sorunuyla karşılaştığını belirten Ruhani, bölgedeki teröristlerin bazı ülkeler tarafından eğitildiğine ve para, modern silahların temin edildiğine değindi. Teröristlerin Suriye’ye ait petrolü, tarihi müzeleri, değerli eserleri sattığını ifade den Ruhani, "Başta Amerika olmak üzere büyük dünya güçleri, DEAŞ, El-Nusra gibi terör örgütlerinin onların aracı olarak bizim bölgemizde uzun yıllar kalmasını istiyor. Suriye ve Irak gibi büyük halklar, dost ülkeler ve milletler bu büyük komployu yok etti" şeklinde konuştu.

"Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak çabalarımıza devam edeceğiz" 

Terörizmle mücadele doğrultusunda 15 ay önce Astana’da yapılan toplantıyı anımsatan Ruhani, "Astana süreci Suriye’de kısa bir ateşkesin sağlanmasına neden oldu. Bu süreçte Rusya, İran ve Türkiye temel rol oynadılar, bakanlar seviyesinde de çeşitli toplantılar gerçekleşti. İlk liderler toplantısı da Soçi'de gerçekleşti, daha sonra Suriye Ulusal Diyalog Kongresi gerçekleşti. Bu gerçekten umut verici bir süreçti. Bu süreci devam ettirmemiz lazım. Çünkü Suriye’de çeşitli gelişmeler gerçekleşti. Ben Suriye halkının geçmişe nazaran bugün umutlarının daha fazla olduğunu görmekten çok memnunum. Zirvede Suriye'nin geleceğiyle ilgili çeşitli ve çok önemli toplantılar gerçekleştirdik. Benim için en mutluluk verici olan Suriye’deki mazlum halkı kurtarmak için mutabık kalınması oldu. Ümit ediyorum ki pratikte de bu şekilde uygulanır" diye konuştu.
Suriye halkının daha refah ve huzur içerisinde yaşaması için milli egemenliğinin ve bağımsızlığının dikkate alınmasını en önemli amaç olarak vurguladıklarını dile getiren Ruhani, "Terörizmle mücadele devam etmelidir ve terör örgütlerinin kalıntıları da Suriye'den çıkarılmalıdır. Bizim yapmamız gereken iş Suriye'nin geleceğinin şekillenmesi için yardımcı olmaktır. Hiçbir ülke Suriye’nin geleceği için karar verme hakkına sahip değildir. Suriye'nin geleceği sadece Suriye halkına aittir, anayasa reformunu isteyerek kendi geleceklerine karar verebilirler. Bizler Astana sürecinin garantörü üç ülke olarak bu doğrultudaki çabalarımıza devam edeceğiz. Bölgemizin en büyük bayram günü Suriye'deki savaşın son bulduğu gün olacaktır" dedi.

"Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli"

Açıklamaların ardından liderler basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Üç ülkenin Suriye konusundaki çabaları tahrip etmek amacıyla batılı ülkelerin sabotajlarına karşı nasıl bir tutum izleyecekleri sorusu üzerine Ruhani, "Bizim bugüne kadar gördüğümüz Amerika ve İsraillilerin pek de başarılı olamadıklarıdır. Şam hükümetini yıkmak içerisindeydiler ve teröristleri bu bölgede hakim kılmak istiyorlardı. Kendi menfaatlerini güdüyorlardı ancak bugüne kadar başarılı olduklarını söyleyemeyiz. İran hükümeti Suriye olaylarının başından itibaren her zaman bölgemizdeki terörizmle mücadeleye vurgu yapmıştır. Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli. Biz yakın zamanda Suriye'nin güvenliğinin sağlandığını görmek istiyoruz. Barışı destekleyen başta burada bulunan üç ülkenin ve diğer ülkelerin hedeflerine ulaşmalarını diliyoruz" dedi.
Amerika'nın Suriye'den çekilmesine dair açıklamalarını da değerlendiren Ruhani, "Amerika her gün bir şey söylüyor, mevcut Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz. Önce Suriye'den çıkmak istediklerini söylediler, ardından Arap ülkelerinden para isteyerek kalacaklarını söylüyorlar. Görünen o ki para almak istedikleri ülkelerden para alacaklar ve Suriye'de kalacaklar" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da, bu paranın miktarının 7 trilyon dolar olduğunu ekledi.  


YORUMLAR

  • 0 Yorum